Güncelleme Tarihi:
İşte Dumanlı'nın açıklamalarından satırbaşları:
TÜRKİYE'Yİ REZİL ETMEYİ GÖZE ALDILAR
Değerli basın mensupları buraya kadar o kadar zahmeti çekmiş gelmişsiniz. Basın özgürlüğü ve demokrasiye inanıp buralara kadar gelen çok değerli vatandaşlarımız...
*Ekrem Dumanlı, kızı Saadet ve oğlu Esat ile birlikte
Değerli basın mensupları ve arkadaşlar sizin çok yakından gördüğünüz gibi Türkiye bir tiyatroyu seyrediyor. Kendi ayıplarını, günahlarını, kendi yolsuzluklarını gizlemek için sansasyonel olay çıkarmak isteyenler bizleri hedef alarak, basın özgürlüğünü tehdit altına alarak Türkiye’yi rezil etmeyi göze aldılar.
"O İDDİALARI İADE EDİYORUM"
Bir gazete binasına baskın düzenlediler. Bir genel yayın yönetmenini gözaltına aldılar. Maksat belliydi. Algı operasyonunun hedefi belliydi. Amaçları belliydi. Türkiye büyük bir yara aldı. Gözaltına alındığıma üzülmedim. Basın özgürlüğüne gaddar saldırı herkes gibi beni de üzdü ama ülkem adına daha da üzdü. Bir yıldır terör örgütü üyeliğiyle haşa bu iddiayı sahiplerine huzurlarında iade ediyorum. Bana terör örgütü üyesi diyenler aynıyla iade ediyorum.
"ALLAH'TAN KORKUN"
Zaman Gazetesi’ne terör üyesi diyenler Allah’tan korkun, iade ediyorum. Allah’tan korkun. 30 senedir yayın yapan bir gazeteye iftira ederken Allah’tan korkun. Aynıyla iade ediyoruz! Geldiler bizi gözaltına aldılar. Hapisten korkmayız, idam sehpasına çıkılacaksa adeta düğüne gider gibi gitmekten de korkmayız. Herkes sussa basın susmaz. Herkes korksa medya korkmaz. Medya da korksa Zaman korkmaz!
"NEZARET DEVLETİN YERİDİR"
4 gün boyunca emniyette kaldık, nezarette kaldık. Bunlardan korkacağımızı düşünüyorlarsa yanlış düşündüler. Nezarethane devletin yeridir. "Bir suçumuz varsa hayatımız da feda olsun" dedik.Kimseye bir diyet borcumuz yok. Zalimlere boyun eğmek yok yok. arkadaşlar. 4 gün bekletildikten sonra karakolda bekletildikten sonra savcının karşısına çıktık. Siz de soruları gördünüz…Hangi yazar talimatla yazı yazıyor. Bizi kendinizle neden karıştırıyorsunuz. Biz satılık, kiralık kalem yok. Herkul.org dan alınmış bir haber, bir de iki köşe yazısının yazdığı yazıymış suçumuz. Bu ızdırabın sebebi buymuş…
Köşe yazısını 2 tane Zaman yazarı. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni de bu konuyu yazmış. Demek ki suç yok. Suç uydurulur, suç olmayınca suçlu uydurulur. Bütün gece ifade verdik. Savcıya dedim ki: Bu muamelenin sebebi bu iki yazı mı? "Evet" dedi. Hürriyet’te, Milliyet’te, Akşam’da çalışanlar Türkiye nereye geldi. Kanun dışı hiçbir şey yok yazılarda.
"7 KAT AŞAĞIDA NEZARATHANE VAR"
Ben de yeni öğrendim. Yerin 7 kat aşağasında nezerathane var. 7 kat aşağıya nezarethane yaptın bari 2 petek kalorifer koysaydın. O insanlara üzüldüm, duvarlara yazı yazmışlar, "Haram lokma yemedik" diye. Türkiye’de hiç kimse güvende değil. Yalancı şahitlik yapılıyor, gizli tanık sıfatında ifadeler vermek üzereler. Her an herkesin karşısına bir ihbar mektubu çıkabilir, bir satılmış adam çıkabilir. Türkiye buraya geldi. Ben şapkalarından tavşan çıkaracaklar zannettim. "Hakkımda suçlama nedir?" diyorum. Hikaye anlatıyorlar
Dizi varmış, bilmem ne karakteri varmış.
"NECİP FAZIL'A BAKIN"
"Bir dizi yüzündense gidin Jodie Foster'ı" da tutuklayın dedim. Necip Fazıl’a bakın… "Eğer yazılan kurgusal bir şeyden biri etkilendiyse biri tutuklandıysa William Shakespeare’i mezardan çıkarın asın" dedim. Dedim ki: Bu senaryo bir hikaye…"Kendimle ilgili bir sorun soruyorum" dedim, hakim beye…"Ekrem Dumanlı neden burada" dedim…
"TÜRKİYE'NİN EVLATLARINI TERÖRİST İLAN EDENLERE SÖYLÜYORUM"
2 tane köşe yazısı bir tane haber… Karakollarda süründürülmem, buraya getirilmem, dünya basınının dikkatini çeken iki yazı mıdır? Yeminle söylüyorum, hakim “Evet budur” dedi. Bundan bir terör örgütü nasıl çıkarılır. Terör örgütü arayanlar çevresine baksınlar
Teröristlere altın yaldızlar dağıtıldığı Türkiye’de Türkiye’nin evlatlarını terörist ilan edenlere söylüyorum, aynıyla size yapıştırıyoruz. Cebince tırnak makası taşımayanlara terörist diyenler Allah sizi ıslah etsin. Düşünce namusumuza sürülmüş bir lekedir bu.
"DÜNE KADAR ALKIŞLANIYORDUK"
Hazır ben yokken meydanlarda bazıları demiş; Bir bebek bekliyorum ne yapacağım sizi bebeğimle mi tanıştaracağım sizi. Hep söyledim korkumuz, borcumu yok. Birilerine yol arkadaşlığı yaptıysak onları demokrat sandık da yaptık. Yolculuk yaptığımız arkadaşlarımızın U dönüşü yapmalarında bizi de yanında görmek istemelerine şaşırıyorum. AB yolunda ilerlediniz de alkış tutmadık mı? "Nerede özgürlüğü kısıtlama varsa, yolsuzluk var biz orada yokuz" dedik. Düne kadar alkışlanıyorduk ne oldu şimdi terör örgütü üyesi mi olduk.
Bu ülkede demokrasiden dönüş yok. Fikir hürriyetinden geriye dönüş yok. Cesaretten geri dönüş yok. Korkaklar kaçıp gidebilir. Ama bu can ne ben susarım, ne bu gazete susar, ne de bu çalışanlar susar. Bacılarım, annelerim ellerinizden öpüyorum. Sizin yazdığınız destanı henüz Türkiye yazmadı, teşekkür ediyorum.
Serbest bırakıldım. Delil dedikleri şey bu yazıyı neden yazdın. Sana mı soracağız kardeşim yazıyı yazarken. Biz yazı yazarken talimat almayız. Talimat alsaydık karakolda olmazdık.
Talimatla yazı yazanlar yatlarında, villalarında yan gelip oturuyorlar, oturun. Somut bir şey yok. Alıp dosyaları inceleyin, satır satır okuyun. Bir suç unsuru varsa çıkmak istemiyorum. Bakın bebeğim oldu görmek istemiyorum suçum varsa…
"Bana serbestsin" dediler. Deyin ki mutlu musun? Bebeğin olmuş adını Saadet koymuşsun. De ki Saadet duyar mısın? Duymam. Hidayet Karaca da burada olmalıydı…Karaca’ya yapan suçlamayı da okudum. Savcıma dedim "bunlar suç" olmaz. "Suç olursa bütün dizilerin, yapımcıların tutuklanması lazım" dedim. "Bir hukuk ayıbıdır" dedim."Tarih silmez bunu" dedim.
Bir TV dizisi bu. Tek Türkiye, tek Türkiye… Tek Türkiye sizi ne kadar rahatsız etmiş böyle… Tek Türkiye’den ne kadar da korkmuşsunuz. Ben TV özürlüyüm, çok da dizi izlemem. Ama replikleri okudum, baktım bunda ne var? Bazı QI’su düşük gazetecileri de sesleniyorum. Arkadaş siz ne zaman gazeteci oldunuz. Ne zaman dizilerden terör örgütü yarattınız?
Hidayet beyin oğlu da şu an burada. Allah’tan korkun. Türkiye’nin geldiği duruma bakın. Bizi tekrar gözaltına alabilirler mi? Alabilirler. Herkes sussa Zaman susmaz. Fikri, düşüncesi ne olursa olsun bu meseleyi devlet meselesi olarak gören gazetecilere, medyaya, yazarlara teşekkür ediyorum. Demek ki yürekler daha bitmedi. Masanın altında sonuna kadar saklanamazsınız. Bu diyetin her vatandaş ödeyecektir. Zorbalığa boyun eğmek yok. Demokrasiden geriye adım atmak yok. AK Partiye oy vereniyle vermeyinle, CHP’ye, MHP’ye oy veren vermeyen herkese sesleniyorum. Sahip çıkın yazarlarınıza, gazetelerinize sahip çıkın…. Herkes haddin bilsin, kimse teslim olmayacak. Bu ülkede hiçbir fikir despotizme teslim olmayacaktır. Herkes olsa biz olmayacağız.